05 Aralık 2009

Halka açık yalnızlık silsilesi.


Daha fazla canımı nekadar yakacağını düşünüyorum. Sağlığımdan fedakarlık ettiğim, merhametimin faturasını kesemiyorken sana,sen yine de benden gitme istiyorum. Dışarıdaki insanlardan çok daha şanslı olduğumuzu görmen için hala senin uyku halini izliyor mu olmalıyım. Ne yöne dönsem yanımda olan her boş tabaktan,yastıktan,çamaşırdan,sigaradan,ekmekten sana da ayırıyorum. Gittiğim her yerde eksikliğini hissettiğim,adında seni doğruyorum yalnızlığıma satır satır. Bedenim seni öpmüyor diye,tutmuyor bütün organlarım. Daha kaç kapı çalacaksın,sırf özgürlüğün için açıldığına inandığın,öteki tarafı ihanet,öfke,mide bulandırıcı entrikalarla dolu olan?.. Daha kaç zevkten nasibini alacaksın da,rengin atık olarak karşıma çıkacaksın?.. Uzandığın her elin altında benimkiler var ve sen bunu bilmeyeceksin. Kendini çeken eller ortadan yok olduğunda en altta beni göreceksin.  Tüm alçaklığımla,en alçakta olacağım. Bundan utanmadan yine de sana atacağım suçu,sırf acımın kıymetini seninle arttırabilmek için. Bıçakların saplarına birbirimizi avutma müsveddeleri saplamayalım. Avutulan kelimelerin sancısı büyük oluyor. Bıçakların saplarına vicdan muhasebelerini ekleyip,üstünden münasebetsiz hikayelerimizi çıkaralım. Ortaya çıkan tablomuzda sınırsız olan ne varsa yaşayalım,yaşatalım adilce. The End pankartını ters çevirirken mabedimizde, biz yine ikimiz olabilelim.
Sanırım benden geriye sadece bu acı kalacak Yurtsuz bir acı.. Toprağı belli olmayan,kimliksiz.
İşte bu acıyı hafifletmek için ayaktayım !..